Asrı seâdette genç bir yahûdî vardı ki uzun boylu güzel ve yakışıklıydı. Zaman zamanSevgili Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” meclisine gelir, sohbetini dinlerdi.
Bir gün yine geldiğinde, Sevgili Efendimiz o gün yeni inmiş olan ve meâli; (Âhirette, Cennetteki bütün mü’minlere hûriler verilecek) olan âyeti kerîmeyi okudular.
Genç yahûdî, bunu işitince sordu:
- Cennette herkese mi hûri verilecek?
Efendimiz aleyhisselâm;
- Evet, o gün Cennette olan bütün mü’minlere hûriler verilecek, buyurdular.
- Eğer îmân edersem, bana da o hûrilerden verilir mi?
- Elbette verilir.
- Peki, sen kefil olur musun?
- Olurum, hem de yetmiş tanesine.
Genç çok sevindi ve kelime-i şehâdetiokuyup müslüman oldu, bir müddet sonra da vefat etti.
Efendimiz, gencin namazını kılıp, kabre indirdiler. Ama gecikerek çıktılar kabirden. Terlemiş ve mübârek gömleği yırtılmıştı.
Eshâb-ı kirâm merak edip;
- Bu ne hâldir yâ Resûlallah? diye sordular.
Efendimiz cevâben;
- Genci kabre indirince yüzlerce hûri inip etrafımı sardılar ve her biri gömleğimi çekiştirip (Beni seç, beni seç!) diyordu. Bu yüzden biraz gecikerek çıktım. O izdihamda gömleğim de yırtıldı, buyurdular.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder