25 Aralık 2010 Cumartesi

Emanetin Önemi ve Çeşitleri


Sual: Dinimizde emanetin önemi nedir? Kur’anda insanın, yüklenmekten çekinmediği bildirilen emanet nedir?

CEVAP
Emanet, emin, güvenilir olmak demektir. Peygamberlerde bulunması lâzım olan yedi sıfattan biri emanettir.
Fıkıh ilminde, güvenilen kimseye bırakılan mala emanet denir. Emanete bir zarar vermeden aynen sahibine iade etmek gerekir. Emanete riayet etmemek, münafıklık alametidir. Bir hadis-i şerif meali:
(Münafığın üç alameti vardır: Yalan söyler, sözünde durmaz ve emanete hıyanet eder.) [Buhari]
Bu çeşit emanetle ilgili bazı hadis-i şerif mealleri şöyledir:
(Emanet kaybedilince kıyamet yaklaşır. İşleri, ehli olmayana vermek, emaneti kaybetmektir.) [Buhari]
(Dinde ilk kaybedilecek şey emanet, sonra namazdır.) [Taberani]
(Emanete riayet rızkı artırır, hıyanet ise fakirliğe yol açar.) [Kudai]
(Namazı, zekâtı, emaneti, namusu, mide ve dilini koruyan Cennete girer.) [Taberani]
(Allah ve Resulü, emanete riayet edeni sever.) [Taberani]
Allahü teâlâ, canımızı ve vücudumuzun her organını bize emanet etmiştir. Bize verdiği nimetlerin hepsi birer emanettir. Onları Rabbimizin rızası dışında kullanmak, o emanete hıyanet olur. Mesela çocuklarımız, hanımımız bize bir emanettir. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kadınlar size Allahü teâlânın emanetidir.) [İbni Cerir]
(Eşinizi üzmeyin! O, Allahü teâlânın size emanetidir.) [Müslim]
(Hanımının cinsellikle ilgili sırlarını başkalarına söylemek, emanete büyük hıyanettir.) [Müslim]
(Bir kimse, kızını fâsık kimseye verirse, Allahü teâlânın emanetine hıyanet etmiş olur. Emanete hıyanet edenlerin gideceği yer, Cehennemdir.) [S. Ebediyye]
Fakirlik de bize bir emanettir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Fakirlik emanettir. Onu gizleyen ibadet etmiş olur. Fakirliğini açığa vuran da, din kardeşlerini borçlu çıkarmış olur.) [İbni Asakir]
Birinin bize söyleyip başkalarının duymasını istemediği söz de, emanettir. Bir hadis-i şerif meali:
(Sözleriniz emanettir. Çirkin bir sözü götürmek [laf taşımak] helal olmaz.) [Ebu Nuaym]
Kur'an-ı kerim ve Ehl-i beyt de bize emanettir. Bir hadis-i şerif meali:
(Size iki emanet bırakıyorum: Allah’ın kitabı ve Ehl-i beytim.) [İ. Ahmed]
Başka bir hadis-i şerifte de, (Kur’anla Ehl-i beyt birbirinden ayrılmaz) buyuruluyor. Bunun mânâsı şudur: Kur’an-ı kerime sarılanın, Ehl-i beyti sevmesi ve Ehl-i beyti sevenin de Kur'ana sarılması gerekir. Bu ikisi birbirinden ayrılmaz. Kur'an-ı kerimin bazı âyetlerini, mesela (Eshabın tamamı cennetliktir) âyetini inkâr eden Ehl-i beyti sevmiş olmaz. (Kurret-ül ayneyn)
Emanete riayet etmemek, bir mümin için düşünülecek bir şey değildir. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Emanete riayet etmeyenin imanı kâmil değildir.) [Taberani]
(Emanete riayet etmeyenin namazı da, zekâtı da kabul olmaz.) [Bezzar]
(Mümin her suçu işleyebilir, ama hıyanet etmez ve yalan söylemez.) [İbni Ebi Şeybe]
(Hile ve hıyanet sahibi ateştedir.) [Ebu Davud]
(Bir kimse, Allah ve Resulünün, kendisini sevmesini isterse, emanete riayet etsin!) [Taberani]
Hazret-i Lokman’a (Bu makama nasıl yükseldin?) derler. O da (Doğru konuşmak, emanete riayet etmek ve faydasız sözleri terk etmekle) diye cevap verir.
Kur'an-ı kerimde, müminler övülürken, (Emanetlerine [dinin emir ve yasaklarına] riayet ederler ve verdikleri sözleri yerine getirirler) buyuruluyor. (Müminun 8)
Başka bir âyet-i kerimede de, (Allah size, mutlaka emanetleri [işleri] ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle davranmanızı emreder) buyuruluyor.(Nisa 58)
İnsanın, yüklenmekten çekinmediği emanet hakkındaki âyet-i kerime meali şöyledir:
(Biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de, onlar, [emanetin hakkını gözetemeyiz diye] sorumluluktan çekindiler, korktular. İnsan ise, cahilliğinden yani sonunu bilemediğinden nefsine zulmetti ve bu sorumluluğu yüklendi.) [Ahzab 72]
Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Allahü teâlâ Âdem aleyhisselama, “Emaneti kabul eden olmadı, sen yüklenir misin?” buyurdu. O da, “Yüklenmenin mesuliyeti nedir” dedi. Allahü teâlâ da, “Emanete riayet edene sevab, etmeyene azap vardır” buyurdu. Âdem aleyhisselam, emaneti kabul edince Cennette öğleden ikindiye kadar kalabildi. Sonra İblisin hilesi ile oradan çıkarıldı.) [Ebu-ş-şeyh]
Ahzab sûresindeki emanet, işlenmesinde sevab ve terkinde ceza olan Allahü teâlânın bütün emir ve yasaklarıdır. (Celaleyn)
Bu âyet-i kerimede, beş vakit namazın önemi bildirilmektedir. Nisa sûresinin 58. âyetindeki emanet kelimesini Resulullah, ibadet olarak açıklayıp beş vakit namaz kılmayı emretmiştir. (Beydavi)
Müminun sûresinin 8. âyetinde mealen, (Emanetleri güzelce kullanıp, yerli yerine ifa edeni, korktuğundan emin kılıp, Cennetime koyarım) buyuruldu. Mearicsuresinin 32. âyeti de aynı mealdedir. Her iki sûrede de ondan sonra gelen âyetlerde namaza riayetin önemi bildirilmektedir.
Ahzab suresinin 72. âyetinden önceki âyette, (Allah ve Resulüne itaat edenler [emirleriyle yasaklarına uyanlar], büyük kurtuluşa [ebedi saadete] kavuşurlar)buyuruluyor. Bu emirlerle yasaklar, emanete benzetiliyor. Emaneti yerine vermek gerektiği, ibadetleri yapmanın önemi bildiriliyor. Emanete, akıl ve İslamiyet diyen âlimler de oldu. Çünkü aklı olan İslamiyet'e uyar. Demek ki, aklı olup, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riayet eden, namaz kılan emanete riayet etmiş olur. (Hak Sözün Vesikaları)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder